Almanya Merkez Bankası, Ekonomik Duruma İlişkin Şubat Raporunu Yayımladı

Almanya Merkez Bankası’nın (Bundesbank) ekonomiye yönelik şubat ayı raporu yayımlandı.

Rapora göre, Alman sanayisinin geleceği belirsizliğini korurken, yüksek ekonomik belirsizlik seviyesi ve düşük kapasite kullanımı yatırımları olumsuz etkilemeye devam ediyor.

Yılın ocak-mart döneminde ekonomide hafif bir toparlanma bekleniyor. Raporda, “Devam eden zayıf ekonomik eğilime rağmen Alman ekonomisi 2025’in ilk çeyreğinde hafif bir büyüme kaydedebilir. Sanayi, kış çeyreğinde öncekine kıyasla büyümede daha az engelleyici olabilir ve inşaat sektörü bir önceki çeyrekle yaklaşık aynı seviyede kalabilir” ifadelerine yer verildi.

Raporda, sanayi ve inşaat sektörlerinde talebin arttığı, ihracatın ekonomik faaliyet üzerinde güçlü bir etkiye sahip olduğu belirtildi.

Almanya’da kurulacak olan koalisyon hükümetinin zorlu bir ekonomik ortamda göreve başlayacağını vurgulayan raporda, “Temel eğilim açısından, Alman ekonomisi durgunluk içinde sıkışma eğiliminde” denildi.

Enflasyonla ilgili değerlendirmelerin yer aldığı rapora göre, ülkede yıllık enflasyon oranının düşmesi ve yıl ortasından itibaren tekrar yükselmesi bekleniyor.

Bundesbank Borç Freni “Değişen Koşullara” Uyarlanabilir

Bundesbank raporunda, yapısal zayıflıkların giderilmesi ve sağlam kamu maliyesinin korunmasının önemli olduğu belirtilirken, kamu borcunun düşük olduğu dönemlerde altyapı ve savunma yatırımlarına ihtiyaç duyulması durumunda bütçe açığı sınırının artırılabileceği belirtildi.

Raporda, kamu altyapısı ve savunma harcamalarının sürdürülebilir finansmanı gibi konularda adımlar atılması gerektiği vurgulandı. Ülke borç freninin “değişen koşullara” adapte edilebileceği ifade edildi.

Siyasetçilerin, yapısal sorunları çözme ve sağlam kamu maliyesi sağlama gibi zorluklarla karşı karşıya olduğu belirtilen raporda, şu ifadelere yer verildi:

“Kamu altyapısı ve savunma harcamalarının sürdürülebilir finansmanı gibi konularda adımlar atılmalıdır. Vergi yükleri ve harcama oranları zaten nispeten yüksektir. Demografik değişimler kamu maliyesini daha da zorlayacak. Bu zorlu durumda, bağlayıcı mali kurallar gibi borç freni, sağlam devlet maliyesi sağlamak için önemli bir rol oynamaktadır. Ancak kamu borcu düşük olduğunda borç freninin değişen koşullara adapte edilmesi tamamen makul görülebilir.”

Küresel finansal kriz sonrasında 2009’da yürürlüğe giren borç freni, hükümetin borçlanmasını sınırlayarak GSYH’nin yüzde 0,35’ini aşmamasına odaklanmıştı.

Borç freninin geleceği hakkındaki farklı görüşler, potansiyel koalisyon partileri arasında değişkenlik gösteriyor. Analistler, ekonomiyi canlandırmak ve savunma harcamalarını artırmak için bu anayasal mekanizmanın yakın bir gelecekte gevşetileceğini tahmin ediyorlar.

Almanya ekonomisi, Çin ile artan rekabet ve yapısal sorunların etkisiyle 2024 yılında yüzde 0,2 oranında küçülerek art arda ikinci yılda daraldı.