Doç. Dr. Diktaş: Bozulmaya başlayan etler, bakteriyel enfeksiyonlara yol açabilir

Kurban Etlerinin Hijyenik Şekilde İşlenmesi Önemli!

Sıcak havalarda kesilen kurban etlerinin hijyenik olmayan koşullarda işlenmesinin, bakteri üremesine ve ciddi enfeksiyonlara yol açabileceği uyarısında bulunan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hüsrev Diktaş, kesim sonrası etlerin en geç 2 saat içinde buzdolabına konulması gerektiğini belirtti. Ayrıca, etlerin hemen tüketilmeyecekse -18 derecelik derin dondurucularda saklanması gerektiğinin altını çizdi. Aksi takdirde, bozulmaya başlayan etlerin salmonella gibi bakteriyel enfeksiyonlara neden olabileceğini vurguladı.

Kesimler Hijyenik Ortamlarda Yapılmalı

Doç. Dr. Hüsrev Diktaş, hijyenik olmayan ortamlarda yapılan kesimlerin, şarbon gibi ölümcül hastalıklara dahi yol açabileceğini vurgulayarak, bayram süresince halk sağlığını korumak adına hijyen kurallarına dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti. Kurban kesiminin mutlaka ehil kişiler tarafından ve hijyenik ortamlarda yapılması gerektiğini belirten Dr. Diktaş, kesim sırasında dini vecibeleri yerine getirirken sağlık açısından da dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Etlerin Saklanması ve Tüketilmesi

Yaz aylarının sıcaklığına dikkat çeken Dr. Diktaş, etlerin bozulmaması için hızlıca küçük parçalara ayrılarak uygun şekilde saklanması gerektiğini söyledi. Ayrıca, kesim sonrası etlerin en geç 2 saat içinde buzdolabına konulması gerektiğini ve hemen tüketilmeyecekse -18 derecelik derin dondurucularda saklanması gerektiğini hatırlattı. Aksi takdirde, bozulmaya başlayan etlerin salmonella gibi bakteriyel enfeksiyonlara neden olabileceğine dikkat çekti.

Kesim sırasında ete idrar bulaşması durumunda o etin tüketilmemesi gerektiğini vurgulayan Dr. Diktaş, sakatatların temizliğinin hayati önem taşıdığını belirterek, sakatatların paraziter ve viral enfeksiyonlara neden olabileceğini dile getirdi. Sakatatların iyi temizlenmesi ve yüksek ısıda pişirilmesi gerektiğini vurgulayarak sindirim sistemi hastalıklarının önüne geçilebileceğini ifade etti. (DHA)

Related Posts

Yaygın virüs ‘öpücük hastalığına’ neden oluyor, kanser riskini de 5 kat artırıyor!

Dünya genelindeki çoğu insanın hayatının bir döneminde enfekte olduğu Epstein-Barr virüsünün (EBV), kansere yakalanma riskini önemli ölçüde artırabileceği ortaya çıktı. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kanser araştırma ajansının yeni çalışmasına göre, yaygın görülen bu virüs, kişileri henüz kanser teşhisi almadan yıllar önce yüksek risk altına sokabiliyor.

Küçük bir hata büyük sorunlara yol açabilir! Yazın spor yaparken bu 5 yanlıştan kaçının

Yaz aylarında havaların ısınmasıyla birlikte açık hava aktivitelerine olan ilgi artıyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Safa Gürsoy, yaz sporlarında en sık yapılan 5 yanlışı anlattı, yazın spor yaralanmalarına karşı alınabilecek önlemleri sıraladı.

Erken teşhis ve doğru müdahaleyle KKKA’dan kurtulmak mümkün

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ömer Tamer Doğan, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ne (KKKA) maruz kalanların erken ve doğru müdahaleyle hastalıktan rahatlıkla kurtulabildiğini belirtti. Doğan, yazılı açıklamasında, hastalığın bulaşma yolları, korunma yöntemleri ve tedavi süreçleri hakkında bilgi vererek, erken müdahalenin önemine dikkati çekti.

Otizm Tanısı Nasıl Konur?

Otizm tanısı nasıl konur? Uzmanlar, genetik testlerin otizmi net göstermediğini sadece otizm riskini ortaya koyacağını öne sürdü. 

Üzüntü, korku, kayıp tetikleyebiliyor! Kalp krizi değil, ‘Kırık Kalp Sendromu’

Kalp krizine benzer belirtilerle ortaya çıkan bu durumun, çoğunlukla duygusal şoklara verilen biyolojik bir yanıt olarak geliştiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, yoğun stres veya duygusal travmaların tetiklediği ve kalp krizine benzer belirtilerle ortaya çıkan ‘kırık kalp sendromu’ hakkında bilgi verdi.

Kalp hastalıklarına karşı nasıl korunuruz? Uzmandan hayati tavsiyeler

Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem İlkay Diken, atardamarı sağlıklı olan insanların 90’lı yaşlarda bile efor kısıtlaması olmadan yaşadığını ancak atardamarlarına iyi bakmayanların 30’lu yaşlarda bypass olduğunu vurgulayarak, “Atardamarlarınız ne kadar iyi ise biyolojik yaşınız da o kadar iyi olacaktır” dedi.