İstanbul’daki yapılan muayene sayısı 200 milyona yaklaştı

İstanbul’da Sağlık Hizmetlerine İlişkin Doç. Dr. Abdullah Emre Güner Açıklamalarda Bulundu

İstanbul’da sağlık hizmetlerinin büyük bir kısmının sunulduğunu belirten Doç. Dr. Abdullah Emre Güner, megakentte Türkiye’nin sağlık hizmetlerinin yüzde 40’tan fazlasının yer aldığını ifade etti.

Güner, İstanbul’da koruyucu sağlık hizmetlerinin yanı sıra yurt dışından gelen hastalara da sağlık hizmeti verildiğini ve kentte yaklaşık 200’e yakın ülkeden hastalara hizmet sağlandığını aktardı.

İstanbul’da toplam 216 hastanede sağlık hizmeti verildiğini belirten Güner, ayrıca 53 kamu hastanesi ve 1085 aile sağlığı merkezi ile 4 bin 600 aile hekimliği biriminde birinci basamak sağlık hizmetinin sunulduğunu söyledi.

Güner, 2024 yılında İstanbul’da üst düzey sağlık hizmetinin verildiğine dikkat çekerek, kentte 192 milyondan fazla muayene yapıldığını ve her kişinin ortalama yılda 12’den fazla kez sağlık kuruluşlarına başvurduğunu belirtti.

İstanbul’da 2024 yılında gerçekleştirilen ameliyat sayısının 2,5 milyondan fazla olduğunu aktaran Güner, bu ameliyatlar arasında zorlu operasyonların da yer aldığını, geçen yıl ise 2 bin 200’den fazla organ nakli ve 14 bin 500’den fazla açık kalp ameliyatı gerçekleştirildiğini söyledi.

Güner, iç hastalıkları branşına en çok talep olan hastaların; dermatoloji, göz hastalıkları ve kulak-burun-boğaz hastalıkları branşlarına da ilgi gösterdiğini belirterek, aile hekimine başvuruların artmasının önemli olduğunu vurguladı.

Güner, Sağlıkta Dönüşüm Projesi kapsamında yapılan çalışmalarla İstanbul’da 2024 yılında 40 milyondan fazla radyolojik görüntüleme hizmeti verildiğini ve günde ortalama 158 bin radyolojik görüntülemenin yapıldığını dile getirdi.

Yeni aile hekimliği yönetmeliği ile sağlık hizmetlerini iyileştirmeyi hedeflediklerini belirten Güner, mevcut sisteme entegrasyonun sağlandığını ve aile hekimliği alanında yapılan testlerde eksikliklerin hastanelerde yapılarak tamamlandığını açıkladı.

Güner, birinci, ikinci ve üçüncü basamaklar arasında entegrasyonun oluşturulduğunu ve aile hekimlerinin hastalara doğru yönlendirmesini amaçladıklarını ifade etti.

Kaynak: AA

Related Posts

Yaygın virüs ‘öpücük hastalığına’ neden oluyor, kanser riskini de 5 kat artırıyor!

Dünya genelindeki çoğu insanın hayatının bir döneminde enfekte olduğu Epstein-Barr virüsünün (EBV), kansere yakalanma riskini önemli ölçüde artırabileceği ortaya çıktı. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kanser araştırma ajansının yeni çalışmasına göre, yaygın görülen bu virüs, kişileri henüz kanser teşhisi almadan yıllar önce yüksek risk altına sokabiliyor.

Küçük bir hata büyük sorunlara yol açabilir! Yazın spor yaparken bu 5 yanlıştan kaçının

Yaz aylarında havaların ısınmasıyla birlikte açık hava aktivitelerine olan ilgi artıyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Safa Gürsoy, yaz sporlarında en sık yapılan 5 yanlışı anlattı, yazın spor yaralanmalarına karşı alınabilecek önlemleri sıraladı.

Erken teşhis ve doğru müdahaleyle KKKA’dan kurtulmak mümkün

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ömer Tamer Doğan, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ne (KKKA) maruz kalanların erken ve doğru müdahaleyle hastalıktan rahatlıkla kurtulabildiğini belirtti. Doğan, yazılı açıklamasında, hastalığın bulaşma yolları, korunma yöntemleri ve tedavi süreçleri hakkında bilgi vererek, erken müdahalenin önemine dikkati çekti.

Otizm Tanısı Nasıl Konur?

Otizm tanısı nasıl konur? Uzmanlar, genetik testlerin otizmi net göstermediğini sadece otizm riskini ortaya koyacağını öne sürdü. 

Üzüntü, korku, kayıp tetikleyebiliyor! Kalp krizi değil, ‘Kırık Kalp Sendromu’

Kalp krizine benzer belirtilerle ortaya çıkan bu durumun, çoğunlukla duygusal şoklara verilen biyolojik bir yanıt olarak geliştiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, yoğun stres veya duygusal travmaların tetiklediği ve kalp krizine benzer belirtilerle ortaya çıkan ‘kırık kalp sendromu’ hakkında bilgi verdi.

Kalp hastalıklarına karşı nasıl korunuruz? Uzmandan hayati tavsiyeler

Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem İlkay Diken, atardamarı sağlıklı olan insanların 90’lı yaşlarda bile efor kısıtlaması olmadan yaşadığını ancak atardamarlarına iyi bakmayanların 30’lu yaşlarda bypass olduğunu vurgulayarak, “Atardamarlarınız ne kadar iyi ise biyolojik yaşınız da o kadar iyi olacaktır” dedi.